Işık kirliliği neden oluyor? Reklam panoları, sokak lambaları, araç farlarından yayılan yoğun ışıklar ve göz kamaştıran süslü püslü aydınlatmalar… Burası, küçük ya da büyük şehirlerde yaşayan insanların aşina olduğu kaotik bir ortam. Evet, insan buralarda sadece çöpleriyle değil, yapay ışıklarıyla da kirlilik yaratıyor!

Doğal ışık kaynağımız Güneş battıktan sonra, etrafı aydınlatmaya devam edebilmek adına her yolu deniyoruz. Bunu öyle abartıyoruz ki; yarattığımız yapay ışıklar, gökyüzünde duran başka Güneş’leri görmemize engel oluyor. Peki buna değiyor mu?

Eğer bir defa dahi olsa yıldızlarla bezenmiş uçsuz bucaksız, temiz gökyüzüne bakma şansını elde etmişseniz o anın sizin için ne denli eşsiz olduğunu da biliyorsunuzdur. Milyarlarca yıldızla dolu engin gökyüzüne baktığınızda kendinizi çok küçük hissetmeniz muhtemeldir. Bütün bu sonsuzluğa bakıyor olmak ilham verir. Nitekim, yüzyıllar boyunca da böyle olmuş. Şairler, filozoflar, ressamlar ve bilim insanları gökyüzünün bu muhteşemliği karşısında büyülenmiş ve insanlığa bir daha aynısı gelmeyecek eserler bırakmışlar.

Işık Kirliliği

Ancak gökyüzünün bu ilham verici büyüsünü yaklaşık 100 yıl öncesinden beri kaybetmeye başladık. Bizim için son derece önemli olan elektrik gücünü kararan havayı aydınlatmak adına har vurup harman savurduk. Gökyüzünde uzanan kocaman Samanyolu kemerini hayatında bir kez olsun görmemiş nesiller büyüyor. Yok ettiği ilham bir kenara, ışık kirliliği bize ya da çevreye başka ne şekillerde ve nasıl zararlar veriyor?

Işık kirliliği tanım olarak; ışığın aşırı, yanlış yönlendirilmiş ve farklı türden sorunlara yol açabilecek şekilde kullanımıdır. Her ne kadar hava ve su kirliliği kadar tehlikeli gözüküyor olmasa da, aşırı ve kontrolsüz ışık kullanımı etkileriyle hem insanlara, hem de çevreye (bitkiler ve hayvanlar) ciddi zararlar verebilmektedir. Ayrıca ışık kirliliği, elektrik enerjisinin önemli ölçüde boşa kullanılması açısından da önemli bir sorundur. Işık kirliliği kendi içerisinde birkaç kategoriye ayrılıyor.

Işık kirliliğinden uzak gerçekleştirilen Olimpos Gökyüzü ve Bilim Festivali sırasında görülen gökyüzü. Büyütmek için üzerine tıklayabilirsiniz (Telif: Mehmet Ergün).

Işık Taşması (Light Trespass): Türkçe’ye “Işık Tecavüzü” olarak da çevirebileceğimiz bu ışık kirliliği türünü basitçe, evinize dışarıdan istenmeyen yoğun ışığın girişi olarak anlatabiliriz. Bu türden ışık kirliliği özellikle büyük şehirlerde yaşayan insanların uyku yönünden sıkıntılar yaşamasına sebep olabiliyor. Uyku problemleri de insan psikolojisini doğrudan etkileyebildiğinden, bunu engellemek adına ABD’de hükümet ve Uluslararası Karanlık Gökyüzü Topluluğu bazı yönetmelikler oluşturmuşlar. Yani istediğiniz gibi ışık kullanamıyorsunuz. Kullanabileceğiniz ışığın yönetmelik tarafından belirlenmiş bir limiti bulunuyor. Ülkemizdeyse böyle bir uygulama yok.

Göz Kamaştırıcı Işık (Glare): Adından da anlaşılabileceği üzere araç farlarından ya da başka herhangi bir yerden gelen ışığın, gözünüzü neredeyse Güneş’e bakarmışçasına kamaştırabilen rahatsız edici ışık kirliliği türüdür. Göz kamaştırıcı ışık kirliliği, gözünüze herhangi bir nesneden yayılan aşırı ışıktan dolayı asıl nesneyi görememenize neden olur. Aynı zamanda, bu tür ışık kirliliğine belirli dönemlerle maruz kalmak, görme yetinize önemli ve geri dönüşü olmayan zararlar verebilir. Özetle, bir nesneyi görmeye çalıştığınızda ondan yayılan ışık nedeniyle asıl nesneyi göremiyorsanız ya da görmekte zorlanıyorsanız göz kamaştırıcı ışık kirliliğine maruz kalıyorsunuz demektir.

Empire_State_Building_Night
Gökyüzü parlamaları türünden, büyük şehirlerdeki ışık kirliliğine bir örnek.

Gökyüzü Parlamaları (Skyglow): Amatör ya da profesyonel astronomların en çok zarar gördüğü bu ışık kirliliği, özellikle kalabalık şehirlerden ışığın gökyüzüne kontrolsüz bir şekilde yayılmasıdır. Lambaların yalnızca aydınlatması gereken yerlere değil, kaynağından dik bir şekilde de yayılmasıyla gökyüzünde görülen cisim sayısı hayli azalır. Hatta çok kalabalık şehirlerde bu etki yüzünden gökyüzünde bir ya da iki yıldızın dışında hiçbir şey göremezsiniz. Gökyüzünde aydınlatmamız gereken bir yer olmadığından yukarı yayılan ışık aynı zamanda enerji kaybı anlamına da geliyor. Oysa doğru yönlendirilmiş ışık ile yılda milyonlarca Watt elektrik enerjisini tasarruf edebiliriz.

Aşırı Aydınlatma (Over Illumination): Herhangi bir yeri gereğinden fazla enerji harcayarak aydınlatmaktadır. Tahmin edebileceğiniz üzere aşırı aydınlatma bütün Dünya’da önemli oranlarda enerji israfına sebep oluyor.

Işık Toplanması (Light Clutter): Bu tür ışık kirliliği, gereğinden fazla miktarda ışığın belirli noktalarda gruplaşmasıdır. Özellikle sürücüler için ışığın gruplaşması yanıltıcı olup kazalara sebep olabilir. Işık toplanması sürücülerde olduğu kadar uçak pilotlarının da iniş pisti ışıklarını, ışık toplanmalarıyla karıştırıp yanılmalarını sağlayabilir.

Kırsal bir alan görülen ışık kirliliği oranıyla (yukarıda) büyük bir şehirde görülen ışık kirliliği oranının (aşağıda) kıyaslaması.
Kırsal bir alanda görülen ışık kirliliği oranıyla (yukarıda) büyük bir şehirde görülen ışık kirliliği oranının (aşağıda) kıyaslaması. (Wikipedia)

Işık Kirliliği Nasıl Engellenir? 

Bütün ışık kirliliği türleri ışığın gereğinden fazla kullanılıp yanlış yönlendirilmesiyle ilişkilidir. Bu nedenle ışık kaynaklarının amacına uygun şekilde dizayn edilmesi, ışık kirliliğini önemli ölçüde azaltıp, ciddi miktarda enerji tasarrufları da sağlayabilir. Ayrıca baş ağrısı, yorgunluk, stres ve hatta kanserle ilişkisinin bulunduğu bilindiğinden ışık kirliliği problemlerinin üzerine düşülmesi gereken önemli konular olduğunu söylemek gerek. Nihayetinde atalarımız geceleri avlanmayı pek tercih etmeyen, karanlıkta uyuyan varlıklardı. Evrimsel olarak karanlıkta uyumaya adapte olmuş vücudumuz, ışıklı bir ortamda uyuduğunda karanlıkta olduğu kadar melatonin hormonu salgılayamıyor ve bu da prostat ve meme kanserlerine bile yol açabiliyor.

Işık kirliliğinin insan hayatına etkisinin dışında hayvanlara ve çevreye de verdiği ciddi zararlar var. Örneğin geceleri göç etmeyi tercih eden bazı kuş türleri şehir ışıklarından dolayı yönlerini kaybedip ölürler. Benzer şekilde yönlerini Ay ışığını kullanarak belirlemeye çalışan pek çok böcek türü yapay ışıklar yüzünden yönlerini kaybederler. Her yıl binlerce su kaplumbağasının da ışık kirliliği yüzünden yanlış yönlere gidip öldükleri biliniyor.

Özetle Dünya’da savurganca yerleştirdiğimiz yapay ışıklar yüzünden ölen canlı sayısının haddi hesabı yok. İnsanoğlunun elinden çıkan pek çok şeyde olduğu gibi, yarattığımız ışık kirliliğiyle de doğaya doğrudan ve olumsuz yönden müdahale etmiş oluyoruz.

Türkiye'nin ışık kirliliği haritası.
Türkiye’nin ışık kirliliği haritası.

Aslında anlatılan bütün bu etkileri en aza indirmek, sokak lambalarını yalnızca gereken yere ışık verecek şekilde tasarlamak ya da aşırı ışık kullanımından kaçınmak gibi yöntemleri uygulamak kadar kolay. Her ne kadar bu konularda tüm Dünya’da küçük bazı çalışmalar yürütülüyor olsa da halen ışığı çok dengesiz kullandığımız açık bir gerçek.

Umarız artan Dünya nüfusuyla da birlikte gelecekte ışığı, yıldızları görebildiğimiz, temiz gökyüzüne sahip yerlere kadar yaymayıp, en azından gökyüzünün büyüsünü ve insanlara verdiği ilhamı tamamen yok etmeyiz.

Hazırlayan: Kemal Cihat Toprakçı

Bu yazımız, sitemizde ilk olarak 28 Kasım 2016 tarihinde yayınlanmış, geliştirip düzenlenerek tekrar yayına sunulmuştur.