ABD’nin Oklahoma eyaletinde yaşayan Lottie Williams, 1977 yılında bir Delta II roketinin küçük enkaz parçasının mağduru oldu. Williams yaralanmazken, kendisine bu olay hatırlatıldığında, “Hayatım boyunca başıma gelen en garip olaylardan biriydi” yorumunu yaptı.

Kimi zaman gündelik hayatımızda olasılık hesapları yaptığımızda düşük bir ihtimali vurgulamak için “Kafana bir uzay mekiği düşmesi kadar” deyimini kullanırız (yani, en azından biz kullanıyoruz, sizi bilmeyiz).

Peki ya “Kafamıza bir uzay mekiği, uydu ya da parçası düşerse” ne yapacağız? Tamam, böyle bir parça üzerinize düşerse büyük ihtimalle öleceksiniz. O zaman, bir uzay aracı parçasının veya kendisinin malınıza zarar verdiğini, yahut yakınlarınızı bu yüzden kaybettiğinizi düşünün. Konuyu uluslararası hukuk, ya da daha doğrusu uzay hukuku çerçevesinde inceleyelim:

uzay-copu2
Uzay araçlarının veya parçalarının yeryüzüne düşmesi nadir bir olay değildir. Bu fotoğrafta, ABD’de yeryüzüne düşmüş olan bir yakıt tankı görülüyor.

 

Uzay faaliyetlerinin ortaya çıkardığı, hukuksal düzenleme gerektiren en önemli sorunlardan biri de, Dış Uzaya fırlatılan Uzay Araçlarının verecekleri zararlardan dolayı sorumluluk konusu olmuştur. Uzay faatiyetlerinden doğacak sorumluluk konusunda günümüzde hukuksal düzeyde kaynak oluşturacak nitelikte üç belge bulunmaktadır:

1) Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu’nun 13 Aralık 1963 tarih ve 1962 (XVlll) sayılı Kararı: Atmosfer-Ötesi Uzayın Araştırılması ve Kullanılması Konusunda Devletlerin Faaliyetlerini Düzenleyen Hukuksal İlkeler Bildirisi

2) Atmosfer-ötesi Uzayın Araştırılması ve Kullanılması Konusunda, Devletlerin Faaliyetlerini Düzenleyen İlkeler Hakkında 27 Ocak 1967 Tarihli Anlaşma

3) Uzay Araçlarının Verdikleri Zararlardan Dolayı Uluslararası Sorumluluk Hakında 22 Mart 1972 Tarihli Konvansiyon

 “Uzay Araçları Tarafından Verilen Zararlardan Dolayı Uluslararası Sorumluluk Hakkında Konvansiyon”, (yazıda bu noktadan sonra Konvansiyon olarak kullanılacaktır) Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 29.11.1971 tarihinde aldığı 2777 (XXVI) sayılı kararın ekidir. Uluslararasında 29.03.1972 gününde Londra, Moskova ve Washington da imzaya açılan sözleşme ilk kez 01.09.1972 tarihinde  yürürlüğe girmiştir.

uzay-copu3
Çin’de yeryüzüne düşen, Rusya’ya ait bir roketin hidrazin tankı.

 

Türkiye’nin de tarafı olduğu sözleşmenin hazırlanmasında göz önünde tutulan amaç, uzay çalışmaları sırasında ortaya çıkabilecek herhangi bir zararın tam ve hakkaniyete uygun şekilde zarar görene ödenebilmesini sağlamaktır. Bunu gerçekleştirebilmek için de güçlü ve etkin hukuk kurallarını oluşturmaktır.

Konvansiyondaki hükümlerin ana başlıkları şöyledir:

  1. Verilen zarara ilişkin hükümler
  2. Uzay Aracı ile zarar arasındaki illiyet bağı sorunu
  3. Sorumlu ve sorumluluk esası
  4. Tazminat

Konvansiyonda zarar, fırlatma, fırlatan devlet ve uzay aracı gibi kavramlarının tanımları yapılmıştır.

Zarar: İnsan hayatının kaybı, yaralanma veya sağlığın diğer bir şekilde olumsuz yönde etkilenmesi bu sözleşme bağlamında Zarar olarak kabul edilir. Tanımda insan sağlığının etkilenmesi geniş kapsamlı düşünülmelidir. Sağlığı etkilenen bir insanın, bu etkilenmeyi uzay çalışmalarından kaynaklandığının ispatı halinde, yani sağlıkta oluşan zarar ile uzay çalışmaları arasında uygun illiyet (sebep sonuç ilişkisi) bağının varlığı halinde sorumluluk gerçekleşmektedir.

Tanım ayrıca malların zarara uğraması hakkında da hüküm içermektedir. Devletin gerçek veya tüzel kişilerle uluslararası örgütlerin uzay çalışmaları veya uzay araçlarından kaynaklanan nedenlerle kaybolması veya bu mallarda eksilmenin gerçekleşmesi de bu sözleşme çerçevesinde zarar olarak kabul edilecektir.

Fırlatma: Konvansiyonda fırlatma tanımı fırlatma eyleminin yanında bu eyleme yönelik girişimi de kapsar. Bu nedenle aracın gönderilme girişiminden itibaren sorumluluk başlamaktadır.

Fırlatan Devlet:

1) Bir uzay aracını fırlatma faaliyetinde bulunan devleti,

2) Uzay aracını fırlatma faaliyetinde bulunduran devleti

3) Ülkesinin veya tesislerinin uzay aracı fırlatılmasına hizmet eden devleti kapsar.

Uzay Aracı: Uzay aracını oluşturan tüm parçalar ile bu uzay aracının fırlatıcısına ait parçaları da kapsar. Sadece uzay aracı değil, bu aracın fırlatılması için gerekli araçları da kapsayan bir tanımdır.

uzay-copu4
Güney Afrika’ya düşen, bir uyduya ait yakıt tankı. Bu yakıt tankları oldukça sağlam olduklarından, genellikle atmosferde yanmadan yeryüzüne kadar ulaşırlar.

 

Sorumluluk açısından Konvansiyon’un 2.maddesi gereği Zarar yeryüzünde gerçekleşmişse Fırlatan Devletin mutlak sorumluluğu bulunmaktadır. Uzay faaliyeti ister kamu kurumları tarafından ister özel sektör tarafından icra edilsin, her halukârda ulusal uzay faaliyeti kapsamında devletin uluslararası sorumluluğunu doğuracaktır.

Mutlak sorumluluktan kasıt, ilgili Devletin her hangi bir kurtuluş beyyinesi (mazereti) öne süremeyecek olmasıdır.

Ancak Zararın yeryüzünden başka bir yerde gerçekleşmesi halinde bir uzay aracına, bu araçta bulunan insanlara veya mallara yeryüzünden başka bir yerde başka bir uzay aracı tarafından zarar verilmişse, zarar veren uzay aracının ait olduğu devletin sorumluğundan söz edebilmek için gerçekleşen zararın kendi kusurundan veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurundan doğması gerekir. Bu durumlarda kusura bağlı sorumluluk ilkesi benimsenmiştir.

Zararın yeryüzünden başka bir yerde gerçekleşmesi halinde bu zararın üçüncü bir devlete veya onun tabiiyetindeki kimselere zarar verilmişse, her iki devletin sorumluluğu bu zararın yeryüzünde veya yeryüzünden başka bir yerde gerçekleşmesi halinde gene farklı rejimler uygulanmaktadır.

Yeryüzünde gerçekleşen zarardan her iki ülke genel kural gereği mutlak ve müteselsil sorumlu iken, bu zararın yeryüzünden başka bir yerde gerçekleşmesi halinde sorumluluk zarara sebep olan ülkelerin kusur ve bu ülkelerin eylemlerinden sorumlu olduğu kimselerin kusuru oranındadır. Kusurun belirlenememesi halinde eşit paylaştırılması esastır.

uzay-copu5
ABD’ye ait Skylab uzay istasyonunun, Avustralya’ya düşmüş olan bir parçası.

 

İki veya daha fazla devlet ortaklaşa bir fırlatma icra ettikleri zaman, bu ortak girişime ülkesi veya tesisleri hizmet eden devlet de dahil olmak üzere, faaliyetin yaratacağı tüm zararlardan ortakların sorumluğu müteselsildir. Yani zararın hepsinden, bütün fırlatan devletler sorumludur.

Zararı gideren devlet diğer ortak devlete karşı başvuru hakkına sahiptir. Ortaklar zararın giderilmesine ve mali yükün paylaştırılmasına yönelik kendi aralarında sözleşme yapabilirler. Fakat bu sözleşme zarar görene karşı ileri sürülemez.

Bu Konvansiyon hükümleri, zarar veren uzay aracını fırlatan devletin tabiiyetindeki kimselere, fırlatma anında veya işletilmesi işlemlerine katıldıkları süre boyunca ve fırlatan devletin daveti ile kurtarma faaliyetlerin gerçekleştiği bölge yakınlarında bulunan yabancı tabiiyeti taşıyan kişilere uygulanmaz. Bu durumda fırlatan devletin kendi iç hukukundaki sorumluluk hukuku uygulanır.

Konvansiyona göre Tazminat talebinde bulunacak olan gerçek kişiler değil; Devletlerdir.

Kendisi veya gerçek veya tüzel kişileri zarara uğrayan Devlet, sözkonusu zarar için, Fırlatan Devlete, bir tazminat talebinde bulunabilir.

Talep için Diplomatik Yol’un kullanılacağı, Diplomatik ilişki mevcut değilse temsilci atanabileceği hüküm altına alınmıştır. Talepte bulunan devlet ile talepte bulunulan devletin Birleşmiş Milletler üyesi olması halinde, bu talep Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği aracılığıyla da ileri sürülebilir.

Konvansiyon çerçevesinde uğranılacak her türlü zararın zaman aşımı süresi 1 yıldır. Bu süre, zararın ortaya çıktığı tarihten veya zarar veren devletin belirlenmesinden itibarendir. Bir yıllık süre sonrasında herhangi bir talepte bulunulamayacağından bu süre Hak Düşürücü Niteliktedir.

Yavuz Tüğen