Evrenin keşfi serüvenimizde en çok işe yarayan ve bu yüzden de en çok bilinen Uzay teleskopları ile karşınızdayız. Huzurlarınızda Kepler, Hubble ve James Webb…

Kepler Uzay Teleskopu

NASA tarafından, galaksimizdeki diğer yıldızların etrafında dolaşan Dünya benzeri gezegenlerin keşfi için tasarlanmış ve 07 Mart 2009 tarihinde uzaya fırlatılmıştır.

Ama bu öyle sıradan bir fırlatılma değildir. Daha önce fırlatılan alet edevat, hep Dünya’nın yörüngesine yerleşiyor iken bu güzide uzay aracı dünya takipli, günmerkezli yörüngeye sahiptir. Yani aslında Dünya’nın değil, Dünya’nın hemen yanıbaşında hareket edecek şekilde, Güneş’in yörüngesindedir.

Kepler uzay teleskobu, “Heliocentric” yani “Güneş merkezli” olarak isimlendirilen bir yörüngeye sahiptir. Dünya’nın yanıbaşında, Güneş’in çevresinde dolanır.

Kepler böylece, sürekli araya giren Dünya diye bir derdi olmadığından kesintisiz görüntü alabiliyor. Aynı zamanda Dünya atmosferinden yansıyan ışığın, Kepler’in ışık ölçerinde olumsuz etkisi engelleniyor.

Kepler hayata geçene kadar keşfedilen gezegenlerin çoğunluğu, en az Jüpiter boyutunda ya da ondan daha büyük gezegenlerdi. İşte Kepler, aralarda saklanan Dünya boyutlarına yakın, düşük kütleli gezegenleri yakalamak için tasarlandı.  Kullanılan teknik ise, gökbilim dilinde gezegen geçiş tekniği olarak adlandırılan bir teknik.

Şöyleki; bir gezegen, yıldızı ile gözlemcinin arasından geçerken Dünya benzeri bir gezegen ise 1/1000 (binde bir, %0.1) katları oranında bir algılanan ışık azalmasına neden olacaktır.

Güneş sistemi dışındaki gezegenleri (ötegezegen / exoplanet) keşfetmemizin yollarından biri olan “geçiş yöntemi”…

Ulaşan ışık değerindeki bu azalmanın derecesi ölçülerek gezegenin kütlesi, geçişler arası süreler hesaplanarak ise gezegenin yörüngesi ve sıcaklığı hesaplanabilir. Kepler, aynı anda binlerce gezegen için bu hesapları yapabilen bir mühendislik harikasıdır diyebiliriz.

Hubble Uzay Teleskobu

Adını,  Amerikalı uzay bilimci Edwin Hubble’dan almıştır. Yerden 559 km yükseklikte, saniyede 7.500 metre hızla yol alır. 13 metre uzunluğuyla ve yaklaşık 12 ton ağırlığındaki Hubble, bir belediye otobüsü kadar uzun olan boyu ve içi kaçak mültecilerle dolu bir tır kadar olan ağırlığı ile bugüne kadar fırlatılmış en büyük yörüngesel gözlemevidir.

Hubble Uzay Teleskobu (Fotoğraf Telif: NASA)

Buna karşılık bir ütü kadar bile enerji harcamıyor. O kocaman cüssesiyle Dünya atmosferinin hemen üstünde kendi halinde dönüp duran, yaklaşık 2,4 metre çapındaki aynasıyla uzayın tüm gizemini gözler önüne seren Hubble, evrenin keşfinde insanoğlunun en büyük yardımcısı.

Bu teleskop, uzay bilimcilerin henüz düşünsel kıvamda olan fikirlerini haklı çıkarabilecek ya da çürütebilecek kudrete sahip. Bu yüzden daha fikir aşamasındayken bile tüm uzay bilimcileri heyecanlandırmıştır. Nisan 1990’da NASA ve ESA’nın ortak iştirakleri ile fırlatılır. Ancak mühendisler, ana aynanın, teleskopun çalışmasını engelleyecek şekilde yanlış yerleştirildiğini fark ederler.

Kısa süren şoku atlattıktan sonra NASA, 1993 yılında hatayı düzeltmek için bir uzay mekiği gönderir, hata düzeltilir ve hayranlıkla baktığımız o eşsiz fotoğraflar gelmeye başlar. Hubble Uzay teleskopu, uzayda bakımı astronotlar tarafından yapılacak şekilde tasarlanmış tek teleskoptur.

Hubble Uzay Teleskobu’nun astronotlar tarafından bakımı yapılırken…

Beş kez bakım uçuşu gerçekleştirilmiştir. İlk bakım uçuşu ise, planlananlardan çok erken, Aralık 1993’te Hubble’ın görüntüleme hatasının düzeltilmesi için mecburen gerçekleştirildi.

Son bakım ve güncelleme ise Mayıs 2009 tarihindeydi ve Yeni cihazlar ve düzeltmeler test edilip Hubble rutin işlemlerine Eylül 2009’da tekrar başladı.

James Webb Uzay Teleskobu

Tüm gökbilimcilerin gerçek anlamda heyecanla beklediği, adeta bir nimet olarak gördüğü uzay teleskobudur.

James Webb uzay teleskobunun 7 parçadan oluşan ana aynası. Bu fotoğrafta, henüz ayna parçalarından biri yerine yerleştirilmemiş durumda.

2020 yılında fırlatılması ve hizmete girmesi planlanan James Webb Space Telescope (JWST) dünyadan yaklaşık 1.600.000 km uzaklıkta Lagrange noktasındaki yörüngesine yerleşecektir ki bu mesafe Dünya ile Ay’ın arasındaki mesafenin 4 katından fazladır. (Ek bilgi: Dünya ile Ay arası mesafe ortalama 384.400 km civarındadır)

Çok beğenilen filmlerin devamının çekilmesi gibi, halen gözümüzün nuru, göz bebeğimiz durumunda olan Hubble’ın devamı niteliğinde planlanan James Webb, aynı zamanda bir kızılötesi teleskoptur. Bu teleskop tam anlamıyla bir ardıl olarak görev yapmayacak, çünkü Hubble abisinin gözlemleyebildiği bütün ışık dalga boylarına duyarlı olmayacak.

Asıl hedefi evrende yer alan daha uzaktaki cisimleri; diğer teleskoplar veya Hubble’ın görmediği cisimleri gözlemlemek olacak. Her zamanki elebaşı olan NASA, bu projede yanına 15 farklı devletin yanı sıra Avrupa Uzay Ajansı ve Kanada Uzay Ajansını da almış.

Aynası, yani gözleri her türlü tehlikeye açık biçimde tasarlanmış James Webb Uzay Teleskobu.

JWST üzerinde yer alacak olan hassas aygıtlar, dev gezegenlerin ve gezegen sistemlerinin kırmızı ötesi görüntülerini çekme ve tayflarını ölçerek yaşlarını ve kütlelerini belirleme imkânına sahip olacak.

James Webb’ten beklentiler yüksek, bir buçuk yıl daha beklersek, ufkumuzu arşa kadar açma potansiyeli olan yeni bilgileri önümüze serilmeye başlayacak. Yapımı son hız devam eden James Webb Uzay Teleskopunu yapılırken canlı yayında buradan izleyebilir, kaytaran mühendis görürseniz de buradan NASA’ya şikayet edebilirsiniz.

Mutlu ve bilimle dolu yarınlar…

Hazırlayan: Hakan Cibelik

Yararlanılan Kaynaklar:
Kepler: NASA’s first mission capable of finding Earth-size planets
Kepler Mission Rockets to Space in Search of Other Earths, NASA Press Release, March 6, 200
Launch Vehicle and Orbit (NASA),
“NASA’s Great Observatories”. NASA. 20 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2008-04-26.